HABERLER

Savaş Karşıtı Anarşist Eylem

Dil-Tarih'te Savaş Karşıtı Eylem

6 Kasım Malumatı

9 Kasım Ankara

Anarşistlere Karşı Öncü Gençlik

Tüyap'ta savaş karşıtı eylem

Anarşikler Arası Futbol Turnuvası

 

 

 

Savaş Karşıtı Anarşist Eylem

27 Ekim Cumartesi günü saat 13.30'da Ankara Yüksel Cd.'sinde 25 kişilik anarşist bir grup, anti-militarist sloganlar ve pankartlar eşliğinde yürümeye başladı ve insan hakları heykelinin önünde, aşağıdaki bildiriyi okudu. Yasal izin alınmadan gerçekleştirilen eylem gözaltısız sona erdi.

SAVAŞSIZ BİR DÜNYA İSTİYORUZ!

Birbirimize silah doğrultup, şiddet uygulayan devletlerin yönettikleri birer robot olmak istemiyoruz.

Birileri her gün bize öldürmeyi aşılayarak şiddetin insan doğasında olduğunu söylüyor. Duygulardan arındırılmış medyatik haberlerle savaşta taraf toplamaya çalışıyor. İnsanların öldüklerini duygusuzca izliyor ve devletlerin iktidar hırslarına güç oluyoruz.

Amerika ve Afganistan'daki saldırıları birçoğumuz televizyon başında film seyreder gibi heyecanla izlerken ölen insanları ne kadar düşünüyoruz ? Onlar birer suçlu mu yoksa devletlerin hiçe saydıkları insanlar mı?

Yoksa, İsrail'de, Çeçenistan'da, Irak'ta ve daha pek çok ülkedeki insanların katilleri olan büyük patronların, devletlerin oyuncakları mıyız?

Yaşamımızın her alanında aldığımız eğitimde bizlere, devletlerin bekçiliğini yapan onurlu birer uşak olmamız söyleniyor.

Savaşta ya da barışta, insanlığımızın, bedenimizin, düşüncelerimizin öldürüldüğü cinayetlerin tek sorumlusu olan devletlerin kuklası olmak eğer onurlu bir şeyse bizler kesinlikle onursuz insanlarız.

Onursuzuz çünkü biz özgürlüğümüzü istiyoruz.
Bu nedenle her türlü otoriteyi reddediyoruz.


REDDEDİP DİRENDİKÇE ÖZGÜRLEŞECEĞİZ!

Dil-Tarih'te Savaş Karşıtı Eylem

31 Ekim 2000 Çarşamba günü D.T.C.F. orta bahçesinde bir araya gelen bir grup anarşist tarafından anti-militarist bir eylem gerçekleştirildi. Kara bayraklarıyla kütüphane binası önünde toplanan anarşistler, 27 Ekim Cuma günü İHD'de yapılan vicdani red açıklamalarına destek vermek ve süregelen savaşa karşı protestolarını aktif bir şekilde dile getirmek amacıyla orta bahçeye doğru slogan atarak ilerlediler (SAVAŞA KARŞI VİCDANİ RED!, REDDET-DİREN-HAYIR DE!) Burada 27 Ekim günü Ankara Yüksel Caddesi'nde yapılan eylemde okunan bildiriyi okuyan grup HER YER DEVRİM, HER YER ANARŞİ! sloganlarıyla eylemlerini sona erdirdi.

6 Kasım Malumatı

Her yıl 6 Kasım'da düzenlenen YÖK karşıtı gösterinin bu yılki etabına Ankara'da buluşan muhtelif çap ve ebattaki anarşistler eylenmek için katılımda bulundu. YÖK ile hiçbir pazarlığı olmayan güruh 9 Kasım'daki eylem için idman yaptı. 35 anarşist kara, kara-kızıl ve kara-yeşil bayraklarla kendi sloganlarını attı:
"Ne Parti Ne Önder Anarşiye Güç Ver", "Nijerya'nın Katili Kapitalist Şel", "Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük", "Zindanlar Yıkılsın Devlet Altında Kalsın", "Ne Parti Ne Önder Anarşiye Güç Ver", "Savaşa Karşı Vicdani Red", "Reddet Diren Hayır De", "Ne Parti Ne Önder Anarşiye Güç Ver", "Toprak Komün Özgürlük", "Kronştat! Anarşiiii! Ukrayna! Anarşiiii! İspanya! Anarşiiii! Siyetıl! Anarşiiii! Cenova! Anarşiiii!... Her Yer Devrim Her Yer Anarşiiii!", "Ne Parti Ne Önder Anarşiye Güç Ver"

9 Kasım Ankara

9 Kasım günü saat 12 gibi Tandoğan'da buluşarak yürümeye başladık. Başlangıçta yaklaşık 30 kadar anarşik kişi idik. Kaos GL'nin peşisıra Sıhhiye yönünde aktık. Giderek sayımız artmaya başladı. Sıhhiye civarlarında sayımız 50'yi oldukça aştı (sayamadık... saysa
mıydık ki ne?). Birinde "Olmaya Devlet Cihanda!" yazılı iki pankartımız ve bolca kara, kara-kızıl, kara-yeşil bayraklarımız ve genelde Kaos GL ile birlikte attığımız slogannarla neşemize neşe kattık. Sendikalıların ilgisi hoşumuza gitti diyebiliriz; iletişim gayet iyi idi. Yannız şu Hak-İş'in, pankartlarımızdaki kedilerden dolayı bizi satanist sanmaları "pes" olayı (napsak ki?)... Diğer kentlerden "gelecem" diip de gelmeyennere teessüfler... Ama yine de Ankara dışından bazı anarşistlerin de katılım göstermesi 'umut vaadediyo'. Ekşınları sürdürme umuduyla!

(Not: Anarşistlerden aynı akşamki bilumum TV kanallarının haberlerinde ve ertesi günkü Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerinde ismen ve cismen söz edildi.)

Anarşistlere Karşı Öncü Gençlik

bir grup anarşist ankara'da bilim ve ütopya söyleşileri dizisinde gerçekleştirilen, prof. dr. alpaslan ışıklı'nın "toplumsal değişim sürecinde bir ökseotu: anarşistler" (başlık biraz farklı olabilir ama "... ökseotu: anarşistler" kısmı doğru) adlı söyleşisine gitti. ışıklı cahil cahil konuştu, anarşistlerle liberal friedman'ı aynı kefeye koydu. dinleyiciler arasındaki anarşistler tepkilerini mümkün olduğunca soğukkanlı şekilde dile getirmeye çalıştılar. ışıklı cevap vermemeyi tercih etti v.s. ama asıl önemli olan, bilim ve ütopya (bil-koop) bürosunun yöneticileri anarşistlerden tırsmış olmalılar ki işçi partisi'nin gençlik örgütü, "öncü gençlik"ten tosuncukları çağırdı. neden tırsmışlar o da anlaşılacak gibi değil. tahammülsüzlük bir yana bir de ders vermek istemiş olabilirler. öncü tosuncuklar "bir daha buraya gelmeyin bacaklarınızı kırarız!", "burayı öncü gençlik koruyor!" diye höykürdüler. anarşistlerden birine arkadan etkisiz bir biçimde de olsa vurdular. kavga döğüş olabilirdi, olmadı.


Tüyap'ta savaş karşıtı eylem


12-11-2001
Tüyap Kitap Fuarı'nda 11.11.2001 pazar günü Tahakküm ve Savaş Karşıtı İnisiyatifi'nden iki arkadaşımız savaş karşıtı bir eylem gerçekleştirdiler. Eylemi yapan arkadaşlardan birinin eylemi anlatımını sizlere sunuyoruz:

Saat 14:00 de önceden hazırladığımız "ASKERLİK CİNAYETTİR!", "SAVAŞA KARŞI VİCDANİ RET!", "HAYIR DE!", "SAVAŞA VE TAHAKKÜME HAYIR!" yazılı tişörtler giyerek, vücutlarımızın çeşitli yerlerini sargı bezleriyle sarıp, kırmızı boyalar dökerek savaştan çıkmış insanları temsil eden bir görüntüyle başlayan hazırlıklardan sonra saat 14:30 ta eyleme başladık.

Fuar alanını bu temsili görüntüyle dolaşarak hazırladığımız ve çoğaltılan yaklaşık 700 kadar bildiriyi pek de fazla söze gerek duymadan insanlara dağıtmaya başladık ve yüzlerce insanla kendiliğinden iletişim kurduk, eylemi birkaç defa sabit noktalarda durarak ve bütün fuar alanını dolaşarak sürdürdük ve 1.5 saat sonra 16:00'te sona erdirdik.

Eylem başladığı andan itibaren arkadaşlarımız destek için orada oldu ve eylem videoya kaydedildi. Bu arada; aslında imza günü olan bir bakanı çekmekle meşgul kameralar, bizi görünce bize yönlenip kısa bir süre çekim yaptı (bir-iki TV kanalı hangisi olduğunu bilmiyorum) ve yanılmıyorsam Cumhuriyet gazetesi ve başka gazeteler fotoğraf çekti ve bilgi aldı.

Genelde yoğun olarak hoş tepkiler aldık, az sayıda olumsuz ve sert tepkilere rağmen yine de çok güzeldi.

Bütün savaşlara ve tahakkümün her şekline karşı şiddetten arınmış bir biçimde yapılan eylemlerin devam etmesi umuduyla...

Eylemde dağıtılan bildiri aşağıdadır:

Buradakiler,

Yine bir yerler bombalanıyor. Bizlerden uzakta bir yerler. Genellikle biz bu kentte yaşayanlar, kaç kuşaktır, savaş denilen şeyi uzak ve "başkaları"nın başına gelen bir şey olarak algılıyoruz. Bize, "yetkililer" tarafından çeşitli nedenler sıralanıyor:"teröre karşı" vb. biz de muhtemelen, savaşın silahlarla yapılan bir şey olduğunu, silahların ve silahlı bütün kuvvetlerin insan öldürmek üzerine geliştirildiğini ve oluşturulduğunu unutuyoruz ve bu "nedenler" üzerine yoğunlaşıp, siyasi eğilimlere göre tutumlar ediniyoruz. Oysa korkunç miktarda kurşun ve metal yumuşak insan bedenlerine dalar ve parçalarken, bizce savaşta şu ya da bu tarafı tutmak suça ortak olmaktır, tahakkümü onaylamaktır. Her bomba, düştüğü yerdeki bütün hayatı öldürüyor, canlı kalanlarıysa (insan, hayvan, çevre) yıllar, belki bir ömür boyu sürecek acılara mahkûm ediyor. Böyle bir şeyi kim isteyebilir? Ancak hayatlarımızın dizginlerini ellerinde tutmakta kararlı müstebitler!

Bize gereken taraflı değil, tavırlı olmak.

Afganistan'ın bombalanması, New York'taki İkiz Kulelere yapılan saldırıda hayatlarını korkunç bir şekilde kaybeden insanları geri getirmeyecek. Muhtemelen acılı yakınlarının içini de serinletmeyecek. Ya da serinlettiğini düşünün! Başka bir ülkede parçalanan, delinen çocuk, kadın, erkek, hayvan bedenlerinin bir başka coğrafyadaki acıya merhem olması düşünülebilir mi? Peki intikam değilse nedir savaşın amacı? Başka ne olabilir? Yaraları azdırıyor. Bir kötülük bin kötülüğü ayaklandırıyor. Terör her zaman terörü getiriyor ve savaş denilen şey de devletler tarafından organize edilen ve"meşru"laştırılan terörden başka bir şey değil.

Tenezzül edip okuduğunuz bu bildiriyi kaleme alan bizler her türlü teröre ve savaşa karşıyız. "Nedenler" üzerine politik yorumların hiç birine heves göstermeden bütün savaşları lanetliyoruz ve bu bizim için ahlaki bir sorun. Tıpkı bu konudaki duygularımız gibi tartışmaya açmayacağımız bir mutlak: bizler insan öldürmeyi ve herhangi bir insan topluluğunun çıkarı için ölmeyi reddediyoruz. Şiddet tahakkümün dilidir. Onu savunmak bizi bozar; her zaman her koşulda yeğlediğimiz özgürlüktür.

Savaştan, savaşlardan medet uman bütün kadınlar ve erkeklere sesleniyoruz: kendinizi düşünün! Kendinize ve sevdiğiniz başka insanlara hangi nedenle ölümü önerebilirsiniz? Öldürme ve öldürülme kanlı, berbat işlerdir. Filmlerde görülebildiği gibi "temiz" olmuyor hiç "temizleme" işlemleri!

Savaşlardan medet ummayan, savaş karşıtı bütün kadın ve erkeklere uzanmak istiyoruz: burdayız; sizin gibi hissediyoruz. İçimizi tutuşturan zorbalık karşıtlığı; dangalak bir hoyratlığa boyun eğemeyen özgürlük duygumuz bizi sizinle birleştiriyor!

Şu televizyonlardan izlediğimiz ateş topları savaş işte: tek farkı gerçek hayattan -tenimize değmiyor. Ama içinde hissetmek, rıza göstermemek, dayanışmak, itiraz etmek için illa bizim kollarımızın bacaklarımızın kopması, bizim sevgililerimizin kaybolması, bizim çocuklarımızın bir gün okuldan dönememesi, bizim yaşadığımız yerin birden dünya coğrafyasından silinmesi gerekmiyor!

Başkaları biziz.

Anarşikler Arası Futbol Turnuvası

Ameleler, İtaatsiz ve Kara Karga takımları arasında düzenlenen futbol turnuvasının ilk maçı 2 Aralık Pazar günü yapıldı. İtaatsiz ve Kara Karga takımları arasındaki ilk maç 7-7 berabere sonuçlandı.